Yeni Zelanda'da bile var, Türkiye'de neden olmasın

25 Aralık 2007 Salı

Tarım Bakanı Mehdi Eker, Helal Gıda uygulaması için hazır olduklarını söyledi. Eker, "Hıristiyan’ı, Yahudi’si uyguluyor. Türkiye'de İslam ülkelerine ürün satacaksa niye böyle bir şey yapmasın" dedi.

Helal Gıda tartışmalarına Tarım ve Köy işleri Bakanı Mehdi Eker de katıldı. Helal gıda sertifikası konusunda karar alınması durumunda bakanlık olarak gerekli adımları atacaklarını belirten Eker, “Helal gıda İslami kurallara göre yasak olan herhangi bir unsuru içermeyen, bu unsurlardan arındırılmış yerlerde veya cihazlarda hazırlanan, işlenen, taşınan ve depolanan ürün olarak tanımlanıyor” dedi. Yeni Zelanda’da da etlerin tamamının İslami kurallara göre kesildiğini vurgulayan Eker, “Ben ziyaret için gittiğimde Yeni Zelanda’da bakan bana bu bilgiyi verdi. Gerekçe olarak da, İslam ülkelerine et ihraç etmelerini gösterdi” dedi.
Referans Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdal Sağlam ve Referans Gazetesi Muhabiri Hacer Boyacıoğlu’nun sorularını yanıtlayan Eker, konunun ticari bir mesele olduğunu vurgulayarak, “Yeni Zelanda Hıristiyan bir ülkedir, o tüm İslam ülkelerine ürün satıyor ve bu standardı uyguluyor. Yahudiler uyguluyor. Türkiye de İslam ülkelerine ürün satacaksa, müşteri de böyle istiyorsa niye sertifikalandırmasın, niye böyle bir şey yapmasın? Olabilecek bir şey” diye konuştu.

'Belediyeler denetimde yetersiz'
Tarım Bakanı Eker, gıda denetimleri hakkında da bilgi verdi. Çankaya Belediyesi’nin açtığı bir dava sonucu Tarım Bakanlığı’nın denetimlerle ilgili tebliğinin kısa bir süre için yürütmesinin durdurulduğunu hatırlatan Eker, “Bazı belediyeler bizim denetim yetkimize itiraz ediyor. Bir iki belediyeyi çıkar. Kaç belediyenin binlerce elemeni var? Hangi altyapı ve sistemle denetim yapacaklar” diye konuştu. Eker, tebliğin iptal edilmesinin ardından, konuyla ilgili bir yönetmeliğin hazırlanarak yürürlüğe sokulduğunu ve şu anda bir sorun olmadığını da sözlerine ekledi.
Kuraklık konusuna da değinen Bakan Eker, ekim-kasım döneminde önceki yıllardan daha çok yağış alındığını ancak “kuraklık olmayacak” demek için erken olduğunu söyledi. Yağışlarda uzun yıllar ortalamasının 151 milimetre olduğunu, bu sene ise bu rakamın 177,4 milimetreye kadar çıktığını kaydeden Eker, “Şu an için kuraklık yok. Ama ilkbahar yağışlarını görmek gerekir” dedi.

'Hububatta sıkıntı var'
Kuraklık nedeniyle özellikle, hububatta sıkıntı olduğunu vurgulayan Eker, buğday üretiminde yüzde 13, arpa üretiminde ise yüzde 22,4 düzeyinde gerileme olduğunu belirtti. Ayçiçeğinde ise bölgesel düşüşler görüldüğünü ifade eden Eker, “Trakya’da ayçiçeği sulanmıyor, yağışlarla besleniyordu. O nedenle Trakya’da yüzde 35-38 civarında gerileme var” dedi. Bazı meyvelerde yüzde 2-5 arasında ölçülen ve çok da anlamlı olmayan düşüşler olduğunu aktaran Eker, “Sulanan bitkilerde problem olmuyor. Problem hububatta. 2006’da 20 milyon ton olan buğday üretimi, 2007’de yapılan son tahmine göre 17.3 milyon tona indi. İlk tahminde ise, 17.7 milyon tondu. Sadece buğdayda 2.5 milyon ton civarında bir etkilenmemiz var. Keza arpada 10 milyon tonluk üretim tahmin ediyoruz” dedi.
Şu anda sadece üretim rakamları üzerinden tahminler yürüttüklerini kaydeden Eker, “Çiftçi bireysel nedenlerle üretimden çekilmiş olabilir. Şu anda bunları bilemiyoruz. Detaylı bilgi çiftçi kayıt sistemine bağlı olarak yıl bittikten sonra elimize gelecek. Tabiri caizse bir hasar tespit raporu da yıl bittikten sonra çıkacak” diye konuştu. Bu yıl içinde Güneydoğu Anadolu, Çukurova ve Trakya bölgesinde hububatta bir önceki yıla göre daha yüksek verim elde edildiğini belirten Eker, “Bu bölgelerde verim artışı oldu. Buralarda da artış olmasaydı, kaybımız çok daha fazla olurdu” dedi.

'Yağışlar geçen yıllardan çok'
Eker, uzun süredir beklenen sonbahar yağışları hakkında da bilgi verdi. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden aldığı son verilere göre, 1 Ekim-30 Kasım tarihleri arasında uzun yıllar ortalamasına göre daha çok yağış alındığını belirten Eker, “Uzun yıllar ortalaması 151 milimetre iken, bu sene bu rakam 177.4 milimetreye kadar çıkmış” diye konuştu.
Şu an için küresel ısınmanın Türkiye’yi etkilediği kanısında olduklarını kaydeden Eker, “Bunu nereden anlıyoruz. Türkiye geçen yılki kuraklığa benzer olayları daha önce de yaşadı. 1989 ve 1973’te de benzeri durumlar oluştu, hatta daha az yağış düştü. Ancak o zaman yüksek sıcaklık söz konusu değildi. Demek ki yeni bir parametre olan sıcaklık devreye girince, kuraklığın şiddeti artıyor” dedi. Eker, küresel ısınmanın etkilerini incelemek için kuraklık test merkezi kuracaklarını ifade etti.
Mayıs ayında uygulamaya koydukları sıfır faizli damla sulama projesinin etkinliğinin artırılması için çalışmaları olduğunu belirten Eker, “Şu ana kadar sezon uygun olmamasına karşın 100 milyon YTL üzerinde kredi kullandırıldı. Bizim hedefimiz bunu geliştirmek” dedi.

‘AB'den damızlık hayvan ne zaman gelir bilemem’

Tarım ve Köy işleri Bakanı Mehdi Eker, yılan hikâyesine dönen Avrupa Birliği’nden (AB) damızlık hayvan ithalatı hakkındaki son gelişmeleri de açıkladı. Şu an için daha önce açıkladıkları üzere ABD’den damızlık hayvan ithalatının başladığını belirten Eker, AB’den ithalat konusunda ise bir ilerleme olmadığını belirtti. AB ülkelerinden ithalat olmamasının nedeninin bu ülkelerdeki deli dana hastalığı riski olduğuna dikkat çeken Eker, AB ülkelerinin riskinin azaldığı yönünde bir takım iddiaların olduğunu ancak konunun resmiyet kazanmadığını belirtti. Bu nedenle de şu anda AB ülkelerinden ithalat için bir adım atılmadığını kaydeden Eker, “Resmiyet kazanırsa iddialar, ona göre değerlendiririz” diye konuştu.

Hiç yorum yok: