Gıda Fiyatları ve Aracılar

5 Haziran 2008 Perşembe

Son dönemde gıda fiyatlarındaki artışlar, hatta gıda krizi söylentileri evvelden çokça övündüğümüz "kendi kendine yeten ülke" olma potansiyelimizin kinetiğe dönüşümünde bir takım aksaklıklar olduğunun bir göstergesi.

Bu aksaklıklar ise esasen özellikle yurt dışına ithal edilen ürünlerimizin üretiminde görülmüyor. Şu anki mevcut sistemin içinde gıda fiyatlarından etkilenen iki toplumsal sınıf var; bunlardan biri üreticiler, ikincisi ise tüketiciler.

Küresel ısınma ve petrol fiyatlarının gündeme getirilerek yapılan görünür veya görünmez zamlar, en çok üretici ve tüketiciyi etkilemekte. Bu konuda Şeref Oğuz Haller Rejimi'nin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak reel örnekler veren bir yazı yazmış:

Mesela; üreticiden 20 YKr'ye çıkan salatalık, halde 30, pazarda 73 ve markette 1.02 YTL'ye çıkıyor. Üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkı, yaş sebze ve meyvede % 408, kurutulmuş ürünlerde % 170, baklagillerde % 359, pirinçte % 322 ve hayvansal ürünlerde % 232'lere kadar çıkıyor.

Aradaki tüm farkı petrol zammı ve küresel ısınma veya kuraklıkla açıklayamazsınız. Haller Yasası'nda kabzımalı ve gereksiz "belediye-hal" zincirini ortadan kaldıracak düzenleme, Sanayi Bakanı'nın önünde duruyor. Eskiden işe yarayan ancak şimdi hiçbir işlevi bulunmayan kabzımal ile haller, pekala devreden çıkarılabilir.

İşin ilginç yanı, üretici kaybediyor tüketici kaybediyor ama petrole zam gelse, kuraklık olsa da bu "değer yaratmayan aracılar" hiçbir şey yapmadan "para kazanma hallerini" korumaya kararlı. Aracılardan kurtulmak için petrol krizi iyi bir vesile olmaz mı; ne dersiniz?

Hiç yorum yok: